İNSANOĞLU GÜL
‘’Hayat,yine standart.Zaman geçiyor’’.
İnsanoğlu, zamana yetişemediğinden şikayetçidir.Zaman
yetmiyor,vakit darlığından bahsediyor sürekli.Son yüzyılda sürekli bir şeyleri
şikayet ediyor.Havayı,suyu,yoldaki kaldırımı yapan belediyeyi,gökte uçan kuşu
ve sabahın habercisi olan ötüşüyle, horozdan bile şikayetçi.Hep bir
bıtkınlık,hep bir umutsuzluk hakim 21.yüzyılın insanında.Zaman geçiyor ve
onlara göre sıkıntılar git gide artıyor..Mutsuzluk ise demi artan çay gibi
artık bu hayattan tat vermiyor.
Aslına bakarsanız,bu
yazıya başlarken daha çok 21.yüzyılın insanlığının daha doğrusu bizim
toplumumuzun bu mutsuzluğun temel sebeplerini araştırmaya vakit
harcayacaktım.Lakin sorunu eminim ki her insan kendin de belli sebeplerde
bulmuştur.Lakin o sorunun üstüne gitmektense daha da çok kaçmıştır.O
kaçtıkça,sorunlar birken iki ,ikiyken üç olmuştur.İlk başta küçük bir kartopu
iken daha sonraları büyük bir çığ haline getirmiş.İnsanın psikolojik
altyapısını çökertecek duruma getirmiştir.Bu durum ise toplumun sosyo-psikolojisini
derinden etkilemiş ve yeni nesiller için ağır bir yıpranma,psikolojik yük
getirmiştir,getiriyor,böyle devam ederse eğer getirecekte.Toplum
sensin,benim,Öğretmen Ayşe,Manav Ahmet,Bakkal Mehmet,Bankacı Esra,5 yaşında ki
Ömer 50 yaşında ki Hatice Teyze.Her gün
yüz yüze baktığımız insanların psikolojilerinin mutluluğumuzun üzerinde etkisi
olduğunu düşünenlerdenim.Yolda dalgın yürürken karşıdan gelen bir tanıdığın
güler yüzlü samimi muhabbeti kimin o an aklında ki sıkıntıları az da olsa
gidermemiştir ki.Veyahut güler yüzlü bir insan gördüğünüzde içinizde bir
kıpırdama ,mutluluk belirtisi olmuyor mu.Sokakta koşuşturan çocuk ya da parkta
daha yeni yürümeye başlamış sağa-sola koşturan çocukları gördüğümüzde yüzümüzde
bir tebessüm belirmiyor mu.Sağımıza,solumuza baktığımızda olumlu şeyleri görmek
çok da zor değil aslında.Çok politik bir cümledir belki ‘Bugün uyandın ve
yaradan sana bir gün daha şans verdi.Demek ki bu alemde ki görevin daha bitmedi
,demek ki yapacağın bir çok şey daha var.Nefes alıyorsun arkadaş,ötesi var mı
toprak üstündesin yaşıyorsun.Bitkinliği bırak,mutsuzluğu bırak çık ve sokağa
bir tebessüm et’’ inan değiştirebileceğin o kadar çok şey var ki.
Muhakkak
insanın hayatında bazen sıkıntılar,dertler olabilir.Ailesi ile kavga etmiş,sevgilisi
ile tartışmış olabilir hatta bir kıza sırılsıklam platonik aşık olmuş
olabilir.İstediği işi alamamışta olabilir veyahut hakkı yendiğini düşünmüş
olabilir patronundan.Ve en önemlisi tüm dünya onun üstüne geliyormuş gibi
hissedebilir.O an sanki tüm arabesk şarkıları onun için yazılmıştır,tüm
hüzünlü şiirler ona aittir.Keder ve dert onun göbek adıdır.Yorulmuş belki
de vazgeçmiştir.Bu işte, kitabın tam ortasından konuşmak gerekirse basite
kaçmaktır.Sadece kendini kandırmaktır.Ve inanın bu sadece aciz insanların
yapacağı basit bir eylemden öteye bir şey ifade etmemektedir.Evet ailenle kötü bir
tartışma geçirmiş olabilirsin ama bu onların senin ailen olduğu gerçeğini değiştirmez ve onlarla beraber olan anıları silemez,silmemeli.Hatırlamalısın o
kavga anında mutlu günleri veyahut en derine inmelisin ilk adımını attığında ya
da ilk konuştuğunda onların duyduğu mutluluğu hayal etmelisin.Onlar senin
annen-baban onlar garındaşlık yaptığın kardeşlerin muhakkak bir yolu çözümü
olur.Olaylara eskilerinde dediği gibi bardağın dolu tarafından bakmak gerekir
boş tarafından baktığın sürece ne çayın tadını alırsın ne de bu hayatın.Bu
hayattaki görevin bardağın boş tarafını doldurmak olsun.Bakarsın bir gün gelir
seninde boş tarafını biri doldurur ve inan o boş taraf hep dolmuştur bu
hayatta.Sen hayatını bir şiir gibi yaşa ki kalemin bu hayata ilaç
olsun.Kaleminde dilin olsun arkadaş.Hayır konuş hayır olsun,huzur konuş huzur
olsun.
Çoğu insan
gelmiştir umutsuzluğun everestine artık bir çıkış yolu kalmamıştır.Ona göre tüm
kapılar kapanmış,hayat ona her yerden bir tokat atmaktadır.En nihayetinde
dünyanın en dertli insanıdır o an.İnsanlar için yüzüne söylendiğinde o an için en
boş laf olan ama yaşadıkça kıymetini daha iyi anladığımız bir kelime vardır.Ki tüm kapıların
kilidini de çoğu zaman açmıştır.İnsanı
olgunlaştıran,büyüten,güçlendiren.Pes etmemesi gerektiğini
gösteren,yıkılmamasını tembih eden bir kelime TECRÜBE.Hayat bu muhakkak zor günler çok zor
günler olacaktır.Lakin önemli olan yıkılmamaktır.Her fırtınadan daha güçlü
çıkmaya çalışmaktır.Hayata gelirken kimse kimseye güzel bir hayat vaat etmedi
sonuçta.Zorluk görünce pes etme hakkını da kimse tanımaz sana.Sen,güçlü
olacaksın,yıkılmayacaksın..Evet,zorlanacaksın, sarsılacaksın.Ama
düşmeyeceksin.Dik duracaksın.Özgüvenini yitirmeyeceksin hayata hep pozitif
tarafından bakacaksın.Olumsuzlukları sileceksin sözlüğünden.Mutlu olmak için
mutlu edeceksin.Seni mutsuz yapanlara inat mutlu olacaksın ve mutlu
edeceksin.İnan kazanan sen olacaksın.Ama unutma bir binanın sağlam olması için
demirde gerekli,tuğlada,çimentoda ,su da .Hayatta kat kat çıktığın bir
bina.Derdine de eyvallah,neşesine de eyvallah demeli.Zor günler yaşa ki iyi
günün kıymetini bil zor günler gör ki güçlü ol.Ama yıkılma,pes etme.Pes etme ki
yaptığın bina sağlam olsun yıkılmasın.
Gülmenin sadaka sayıldığı bir
dine mensubuz.Gül insanoğlu hayata gül.Paylaş mutluluğunu.Kır at içinde ki
nefret duygularını.Bırak nefret duygusu ekmeyi.Dünya,zaten bu yüzden bu halde
değil mi.Hoşgörü ve saygının en çok arandığı bir çağda değil miyiz ?.. Bir
tebessüm et inan çok şey değişecek.SEV,SAYGI DUY,HOŞGÖRÜ GÖSTER VE GÜL HER NE
OLURSA OLSUN.
OKAN
YENİTÜRK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder