2 Mayıs 2019 Perşembe

İNFAK


‘’Annemin bana öğrettiği ilk kelime Allah, şah damarımdan yakın bana benim içimde ‘’ diye başlıyor Sezai Karakoç’un Çocukluğumuz adlı şiiri.Gelişen ve de değişen dünya da matematik,astronomi ve fenni bilimler kadar insanların kafasında hep bir soru olarak kalmıştır inanç kavramı.Kimi insanlar inandığı Tanrı’yı Gökte tasavvur etmiş,kimi güneşte,kimi ateşte.Dinler tarihi karışık,detaylı ve gelişen tarih akış çizgisinde değişime uğramıştır.Ama bizim inandığımız Din olan  İslamiyet’in kutsal kitabında hak katında tek Din’in İslam olduğu apaçık bellidir.Hz.Musa’ya,Hz.isa ve de Hz.Davut Peygambere inan kitaplarda İslam’dır Ehli kitaptır.Tarih içerisinde bu kitaplar tahrif edilmiş, din adamlarının kendi nankörlükleri ile değiştirilmiş,yok edilmiştir.Lakin,ayakta duran ve duracak olan Kur’an-ı Kerim bize evrenin,insanının o sınırsız dünyasına bir kapı açtırıyor.Materyalist dünyan insanının yaşadığı ruhsal boşluğun bize anlamsız olduğunu Allah’ın bize şah damarından daha da yakın olduğunu anımsatıyor.Bugün toplumumuzun psikolojik bozukluklarını en temel sebebi Hakikate ulaşmadaki eksikliği,karmaşasıdır.Çağımızın insanı bir inanç travması yaşamaktadır.Bu travmadan çıkmak için çaba göstermekte lakin kendisine üretmek yerine tüketmeyi empoze eden kapitalist sistemin hayatının her alanına girmesinden ötürü bunu başaramamakta Dünya dertlerini sırtına yükleyip asıl Hakikati ıskalamaktadır.Evet,Allah şah damarından da yakındır bize, bizi Avrupa Kilisesinden ayıran temel faktörde budur.Bizim yaratıcıya ulaşmamız için bir aracıya ihtiyacımız yoktur O (c.c)  an ve an bizim yanımızda,şah damarımızdan yakındır bize.Ramazan ayının tatlı bir gülümsemesi,bir huzuru olurdu çocukluğumuzda.Ramazan gelmeden önce koşturmacalar,alışverişler,heyecanlar,mukabelelerin,teravih namazlarının heyecanı sarardı dört bir yanımızı.Sahur ile Rabbinin rızası için niyetlenip hep birlikte iftar için Ezan-ı Muhammediyye’nin okunması ile orucunu açan Arap,Çerkez,Türk,Kürt fark etmeksizin Üst kimlikte Müslümanlıkta ayn dili konuşan insanların bu devirde birbirinin  kuyusunu kazması ne acı nasıl bir felakettir.Oruç ne demektir oruç anlamak,idrak etmek,arınmaktır.Oruç pek tabi bir yudum suyun bile ne kadar kıymetli olduğunu bir lokma ekmeğin ne denli kutsal olduğunu bize hatırlatmaktadır.Oruç aslında, şan ve şöhret içindeki masalarımızdaki her bir lokmada yetimin,öksüzün,yoksulunda payı olduğunun gerçeğini hatırlatmaktadır bize.Oruç paylaşmaktır,infak etmektir.Müslüman dünyası içine düştüğü bu acılar dolu çağda en çok da infak şuurunu kaybetti ne yazık ki.Bugün,komşusu aç iken komşusunun açlığından haberi olmadan şan,şöhret içinde yaşayan milyonlarca insan var.Kendi çocuğu  en kaliteli,pamuklu montları giyerken sırtında montu olmayanları görmezden gelen bir zihniyeti bir Müslüman nasıl kabule der.Sevgisizliği,nankörlüğü,dedikoduyu,hamaseti ve  de cahilliği nasıl yükseltebilir bir Müslüman.Bugün oruç tutan bir insan Şam,Kahire,Bağdat,Kahire’nin acılarına nasıl kulak tıkar.Bombalar altında ölen o çocukların acılarını nasıl vücudunun en derinliklerinde hissetmez.Biz aynı Ezan ile oruç açıyorsak ve de aynı kıbleye dönüyorsak Kardeş değil miyiz ? Buyurmuyur mu Peygamberimiz ( s.a.v.)  Mümin,müminin kardeşidir diye.Biz bu felsefeyi ne zaman kaybettik bırakın Bağdat’ı,Halep’i iki sokak ötedeki acılara kulak tıkamaya başladık.Evimize Tüketim canavarının el bombalarını sokup çocuklarımıza toplumun ahlak kavramına bomba koyan televizyon kanallarını konuk adlık.Ramazan bir arınma,yenilenme ayıdır.İnfak duygusunun zirve yaptığı bu ayda bilgiyi,sevgiyi,hoşgörüyü,güler yüzlülüğü de paylaşalım.Öğrenelim,öğretelim,meclislerimizde Kapital sistemin dizilerinden değil de ilimden,bilimden konuşalım.Kudüs’ün prangalarından kurtulması için ne yapabiliriz,Orta Doğu’dan kanlı elleri nasıl çektirebiliriz onları konuşalım.Eşimiz,dostumuz,çocuğumuza Hakikatin bu topraklarda olduğunu insanlığın kurtuluşunun bu topraklarda olduğunu aktaralım.Tarihimizi,hatalarımızı bilelim.Dün düşülen tuzaklara Dinler arası Diyalog gibi safsatalara çocuklarımızın düşmemesi için Hak dininin kitabı Kur’an-ı Kerim-i idrak ederek okuyalım.Bugün Müslüman aleminin içinde bulunduğu karmaşada herkes bir miktar sorumludur.Dün ilim ve de bilimde tarihin yönünü değiştirecek Bilim adamları yetiştiren medeniyette bugün bozkırlık var ise bunda herkesin bir miktar payı vardır.Müslüman kalitesiz olamaz,kalitesizliği talep ve de ona tahammül edemez.Ramazan ayı hepimizin için bir iç muhasebe,arınma ve yenilenme ayı olur inşallah.Müslüman alemi bu girdiği acı verici döngüden  çıkıp tekrardan Medeniyet doğuşunu gerçekleştirir.Unutmayın  ki elinizin altındaki her bir çocuk size emanet,siz nasıl yetiştirirseniz o da öyle gidecek.Okuyun,okutun,tanıyın,tanıtın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder