https://www.youtube.com/watch?v=zTocpKL5SP0 ( okurken bunu dinlemenizi arzu ederim )
GÖRMEK İSTEMEZMİSİN ?
‘’vaktiyle güzeldi her şey’’
Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım bu
akşam ay,yıldızlar,bulutlar hepsi yerli
yerindeydi.Ama bir eksiklik vardı.1 hafta önce baktığımda daha farklı duygular
vardı.Ne değişmişti ki her şey yerli yerinde işte bahçedeki ağaç,yanıp sönen
sakak lambası..Ne değişti ki somut alemde bu hissizlik kapladı bugün…Cevabını
çok sonra buldum..çok şey değişti..
Vaktiyle güzeldi her şey alelade
söylenmiş bir laf değil bu hayatın temel felsefesi.İnsan,her daim geçmişe karşı
bir özlem duyar.Güzel,mutlu bir hayatı olabilir.Makam,mevki sahibi de olmuş
olabilir.Ama hayatında hep eskiye dair eksik şeyler görür.Ondan yılların alıp
götürdüğü adını koyamadığı şeyler vardır.Hep bir arayış,bekleyiş içindedir.Peki
nedir bizi maziye bu kadar bağlayan,koparamayan.Misafirlikte,kahvede,okulda,
çoğu muhabbet ortamında ‘’neydi be abi eski günler’’
dedirten.Bunun cevabı kişiden kişiye göre değişebilir.Herkes de farklı bir
adrese çıkabilir sonuçlar.Benim adresim , yaşanmışlıkların en samimi olduğu
noktada buluşuyor.İnsan,çoğu vakit gençlik yıllarına özlem duyar.Özellikle 18-25
yaş arasında ki günlere özlem bir hayli fazla.Ufak bir şarkıda,bir filmin
fragmanında ya da geçtiği sokak da muhakkak anısı olanların yüzlerinde ufak bir
tebessüm ya da gözlerinde bir doluluk olmuştur.Kimine bir beton yığını olan o
sokaklar onun için çocukluğunun otobiyografisidir.İlk birini o sokakta
sevmiştir mesela,dostluğu o sokak arasında öğrenmiştir.arkadaşları toplanıp
kursa gittiği cami o sokaktadır.Akşam ezanı vakti annelerin seslerini işitir
orada.Hayatın başlangıç noktasıdır,nefes alıp vermenin ne demek olduğunu
hissettiği yerdir oralar.Anılar canlanır bir anda keşke bir daha yaşasak o
günleri be diye içten içe hayıflanırız sokak başında.Keşkeler alır dilimizi bir
hayli o vakitlerde..Hayat denen uzun ve aynı zaman da bu kısa süreçte kötü
günlerde olmuştur..Kimisi o sokakta annesini kaybetmiştir ya da çok sevdiği kız
o sokaktan taşınıp bambaşka bir şehre uzağa gitmiş de olabilir.İyisi ve kötüsü
sonuçta o sokak onun çocukluğunun ta kendisidir… Bir gün muhakkak çocukluğunuzun geçtiği sokağa
gidin..Kulağınızda bir Farid Farjad müziği olsun takın kulaklığı oturun sokak
başında bir köşeye son ses açın müziği….Ve kendinizi bırakın zamanın
yolculuğuna..Kapatın gözlerinizi..Az sonra en yakın arkadaşınız sizi evden oyun
oynamak için çağırdığına şahit olacaksınız,annenizin fazla koşma tembihleri kulaklarınızda
çınlayacak..Sokaktaki oyunlarını ya da
sevdiğin kızı göreceksin.Okula toplanıp beraber gittiğiniz günlere şahit
olacaksın.Kalkıp bir daha gitmek isteyeceksin,aynı günleri bir daha yaşamaya
dünden razıyım diyeceksin.Yazı göreceksin,kışı göreceksin.Babanın eve
gelişini,bayramlarda ev ev dolaştığını ,sokakların cıvıl cıvıl çocuk
kaynadığını göreceksin.Kimi daha çok şey görecek kimi daha fazla görmek
isteyecek..Eğer ki sen de istiyorsan yapman gereken tek şey ayaklarının seni
oraya götürmesine izin vermek.En sonunda derin bir nefes ile ‘’vaktiyle
güzeldi her şey be’ diye iç çekeceksin.
Zamanı bir kavanoza,bir odaya
hapsetmek gibi imkanı yok insanın.Dünya kadar servetin de olsa ne
ekleyebiliyorsun ne de kısaltabiliyorsun.Sana verilmiş bir kota var onu
yaşıyorsun.Bu süreçte iyi günlerde,kötü günlerde oluyor..Doğumda var
ölümde..Zamanda oynama yapmak elimizde değil.Lakin geçmişi hatırlamak da
imkansız değil.Geçmişten korkmamak gerek,doğrusu,hatası ne varsa yaşanmış
bitmiş.Geriye dönüp ders almak gerekir.Ve inanın en kötüsü de geçmişi
hatırlamaktan korkmak.Korkmayın,üstüne gidin hatanız varsa ders alın,iyi
günleriniz varsa güç alın..Ama geçmişinize,çocukluğunuza geçmişinize muhakkak
gidin.Asıl siz oradasınız.Görmek istemezmisiniz….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder