TOPRAĞA KULAK VER
‘’Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden
yurdumun üstünde tüten en son ocak’’
diye başlar Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’na.1921 yılında yazılan bu
şanlı marşın kutsal dizelerinin altında kahraman bir milletin hikayesinin yattığını
Türk milleti ile tanışmış herkesin idrak edeceği bir husustur.Bilinir ki ; En
son Türk toprağa düşmedikçe sancak yere düşmez.Bilirler ki vatan,bayrak onlar
için nefestir,candır,anadır,evlattır,namustur.Onlar bilirler ki Türk’ten canını
iste ama katiyyen özgürlüğünü ve toprağını isteme.Dün ,Kurtuluş Savaşı için
yazılan bu şanlı metnin her bir dizesinin dirilişine 15 Temmuz 2016 Cuma günü tüm dünya ve tarih
şahit oldu.
Türkiye tarihini ele alırken salt İslam Tarihini ya da sadece Türk
tarihini ele almak neresinden tutarsanız tutun eksik kalacaktır.Biz 15 Temmuz
2016’da gördük ki bu millet Orta Asya’da ki savaşçılığı ve İslam’ın verdiği güç
ile toprağına,yurduna sahip çıktı.Dünya’da eşi benzeri görülmemiş direnişleri
bu millete bağışlayan Rabbime şükürler olsun.Bu yolda,bu uğurda bugüne kadar
şehit olmuş tüm civanmert yiğitlerimizin de
Cennet ile şerefleneceğini biliyorum zira Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de
Bakara Suresinin 154.Ayetinde buyuruyor ki :’’
Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar
diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.’’ bu ki şereflerin en
büyüğü,makamların en yücesidir.O günü anlatmaya yetecek bir kelime
yoktur sanırım..Kahramanlık,destan,iman hepsi çaresiz kalır bu durum
karşısında.Savaş uçağının üstüne atlayıp onu durdurmayı düşünen,tankın altına
kendine atan,kurşunların üstüne korkusuzca giden bir milleti hangi kelime
karşılayabilir ki..Onlar ki Bedrin Aslanları kadar şanlı onlar ki Çanakkale
Şehitleri kadar imanlı ,cesaretli ve gözü pek yiğitler.15 Temmuz 2016,adını
tarihe şanlı harflerle yazdırmış bir Haçlı esaretine direnme günüdür.Tarih
birbirinden kopamayacak kadar birbirine bağlı olaylar silsilesidir.İstiklal
Marşının ilk dizelerinde yatan zihniyetin bu milletin genlerine,havasına,suyuna
işlendiğini 15 Temmuz 2016 günü bir kez daha idrak ettik.Ülkenin en mukaddes
yerlerinden biri olan Peygamber ocağı diye nitelendirdiğimiz, anaların
kuzularını kınalayarak teslim ettiği Askerine vurulmak istenen ağır bir lekeydi
15 Temmuz.Şerefli Türk askerinin üniformasını üstüne geçirmiş Haçlı
zihniyetinin tepeden tırnağa vücut bulmuş hali olan teröristler asil Türk milletinin elinden iradesini,bağımsızlığını
almak istiyordu.Halkın vergisi ile alınan
silahlar,tanklar,uçaklar,helikopterler,füze bataryaları bu ülkenin asıl sahibi
olan çiftçisi,işçisi,öğrencisi,memuru,kadını,erkeği,genci,çocuğuna
dönmüştü.Çocuğu diyorum çünkü öyle bir hainlik düşünün ki daha yaşları 15-17
olan Abdullah Tayyip Olçok,Engin Tilbeç,Halil İbrahim Yıldırım ve Mahir Ayabak gibi o gece şehadete yürüyen bu
ülkenin şerefli evlatlarını gözlerini kırpmadan şehit ettiler.Tarih birbirinden
kopamayacak kadar birbirine bağlı olaylar silsilesidir diye söz etmiştik.15
Temmuz, Çanakkale’nin,Kurtuluş Savaşının 100 yıl sonra tekrardan vücut bulmuş
halidir.Dün Çanakkale’de Mekteb-i Sultani öğrencileri,SeyitOnbaşı,Nusret Mayın
gemisi,57.Alay.Bugün ise Abdullah Tayyip Olçok’lar,tankın önüne yatan Sabri
Ünal’lar,ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü.Farklı tarihler ve mekanlardaki aynı
ruh,inanç ve vatan sevgisi.Dün Çanakkale’de o zamanın en ileri teknoloji ve
silahları ile Türk topraklarını işgal etmek için Çanakkale Boğazından geçmek
için Haçlı donanması harekete geçmişti.Onlar Türkleri yenebileceklerine o kadar
çok inanmışlardı ki zafer kutlamalarına daha gelmeden başlamışlardı.Enin
oldukları bir şey vardı onlar Çanakkale’yi geçecekti.Hesapları kuvvetli
atlamadıkları tek bir yer yoktu.Masa başında yapılan planlar zaferin
habercisiydi onlar için.Geçemediler Çanakkale’yi planlarına almayı unuttukları
tek bir şey vardı bu topraklarda yaşayan insanlar can verir ama toprak
vermez.Evladını,kuzusunu cepheye gönderir seni bu vatan için kurban ediyorum
der ama toprak vermez.Akif’in İstiklal Marşında bahsettiği üzere ‘’ Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli,Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli’’
ezanların yurtları üstünden dinmemesi için göz kırpmadan ölüme giden bir
milleti tank,top,tüfek korkutamaz.Dün geçemediler,15 Temmuz günü de
geçemediler.
Bu
topraklar öyle mukaddes bir toprak ki tarihimiz öyle şanlı ki zaferlerimizi,
kahramanlarımızı anlatacak ne kelime bulunabilir ne de duygu.Her karışında
şehit kanı olan her noktasında kahramanlık hikayeleri ile dolu olan dünyada ki
Cennet olan bu mukaddes topraklarda,15 Temmuz günü bir destan yazıldı.Çanakkale
ve Kurtuluş savaşı ile benzerliğine,felsefesine dikkat çekmek gerekir bu kutsal
direnişin.O gün Çanakkale Şehitleri ayağa kalkmış gibiydi zira o gün Kuvay-ı
Milliye,gözlerde,yüreklerdeydi.O gün Hasan Tahsin,Sütçü İmam,Ömer Halisdemir’de
vücut bulmuştu.Hasan Tahsin ilk kurşunu sıkarken Vatan dedi Ömer Halisdemir
‘Vatan sağolsun’.Milletin iradesini elinden çalmak isteyenlere karşı, haberlere
son dakika geçilmesinden itibaren sokağa çıkan bu coğrafyanın kutsal insanları
o gece havada Zafer’in kokusunu alıyorlardı.Sokaklarda ‘Menderes’i aldınız
Erdoğan’ı vermeyeceğiz’ diye haykıran insanlara şahit oldu bu gözler.Esaretten
ise şerefli bir ölüm daha evlâdır bu vatan evlatlarına diyerek
tankların,kurşunların önüne dikildi bu insanlar.Ne helikopterlerin,şerefsizce
insanları kurşunlaması vazgeçirdi ne de savaş uçakların alçak uçuşu.Mürted’ten
bombalama emri veren gafillerin,hainlerin,haçlı artıklarının torunlarının millete
ne kadar yabancı olduğu ilk andan belliydi.Türk halkı G-3 karşısında nasıl
duracağını bilemez diyordu darbenin ilk saatlerinden Haçlı ordusuna şerefini
satmış olanlardan bir tanesi.Ona göre bu darbeyi engellemek imkansızdı.İşte bu
kadar halka uzak bu kadar tarihe ve şerefe uzak bir güruh ile karşı karşıyaydı
bu toprakların ,şerefli insanları 15 Temmuz gecesi.Tüm gözler tek bir kişiyi
arıyordu her yerde milyonlar sokağa çıkmış onun sağlığından emin olmak
istiyordu.Ve sonunda face-time ile bir televizyon programına bağlanan ülkenin
Başkomutanı,halkın iradesinin,ülkeyi teslim ettiği Recep Tayyip Erdoğan halkı
meydanlara,havaalanlarına davet ediyordu.Bir Direnişe çağırıyordu milleti çıkın
Al bayrağa sahip çıkın ezdirmeyin bu toprakları kalleşlere.Ben de sizinle
beraber olmak adına İstanbul’a geliyorum.Kaldığı oteli tespit eden hainler daha
bir teslim ol uyarısı bile yapmadan direk oteli taramaya başladılar.Teslim
almaya değil direk öldürmeye gitmişlerdi.Başaramadılar,Haçlı ordusunun
artıkları yine başaramadı.Recep Tayyip Erdoğan o gece Türkiye’ydi.Kendisine
yapılan yurt dışı teklifini en sert şekilde ret edip rotayı İstanbul’a
çevirdi.Savaş uçaklarına rağmen rotasından,hedefinden şaşmayan Başkomutan
zaferin ilk işaretini vermişti aslında.O gece nasıl anlatılır ki kahramanlar,destanlar,acılar,gözyaşları nasıl
kağıda dökülür ki.O gece diller,gönüller de şu hikmetli söz vardı ‘ La galibe
İllallah ( Allah’tan başka galip yoktur ) ‘.Bu zaferin temel kilit noktasıydı
bu insanlar, Allah’ın yolunu dava bilmiş bu uğurda canlarını feda edecek
derecede hakikate bağlı,şerefli insanlardı.Ölüm onlar için sadece ölüm değil şehadetti,makamların
en yücesiydi.Siz en gelişmiş silahlar ile gelseniz Ey kafirler,münafıklar siz
Allah yolunda savaşanlara galip geleceğinizi mi zannediyorsunuz.
Bu
topraklar çok zalime denk geldi,bu insanlar çok münafık gördü,çok acı çekti,çok
gözyaşı akıttı.Bu topraklar için toprak altına çok evladını verdi.Çok savaş
gördü,işgal girişimi gördü,teröre maruz kaldı.Yalnız 15 Temmuz bunların hepsinin
üstünde bir acıya maruz bıraktı bu toprakları.Halkın iradesinin tecelli ettiği
Meclis kendi savaş uçakları ile bombalandı.Gölbaşında acımıza acı katıldı.Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kahramanlık destanlığı yazan Polis Özel
Harekatçılarımızı,Haçlı artıkları şerefsizce bombaladılar.Demet Sezenler,Sevda
Güngörler,Kübra Doğanaylar ve nicesi o gece göreve çağırdıklarında bir an bile
tereddüt etmediler.Ey gafil anla bak gör bu topraklara dün 93 Harbi’nde
bebesini bırakıp da cepheye koşan Nene Hatun’lar ölmedi yaşıyor.Bak ey gafil
bak da anla bu toprakların anasının dilinde dönüp dolaşan bir söz vardır ‘Bebem
anasız büyür de vatansız büyüyemez’ siz
bu milleti yenemezsiniz,siz bu halkı ezip geçemezsiniz.Çok kahraman vardı o
gece birini yazsak diğeri eksik kalacak Şehit Erol Olçok,Halil Kantarcı,
tarlasını yakan Hicabi Bitik mi ya da ‘Vatan için değil bacağım gövdem feda’
olsun diyen Hüseyin Çınar mı veyahut ‘Türk’ü,bizi kimse yenemez,bize kurşun
falan tesir etmez.Biz de bu iman oldukça bizi kimse yenemez ‘ diye seslenen ve
aslında bu toprakların hakikati dile döken 70 yaşında ki Mustafa amcamı.Bizin
kalemimiz o şerefli insanları yazacak kadar cesur değil,hakkımız değil.O
şerefli insanlar bu toprakların kahramanları,namusu.Diyor ya Mustafa amca iman
oldukça yenemez kimse bizi diye yenemez Mustafa Amcam yenemez.Bu topraklar ki
Tevbe Suresinin 40.Ayetini ‘La Tahzen İnnallahe Meanna ( Üzülme,Allah (c.c) bizimle beraberdir) ’kendine
yol bilmiş şerefli insanların topraklarıdır.Bu topaklarının kahramanlıkları
bitmez.Türkiye son kaledir yıkılmaz,yıkamazlar.Filistin,Suriye,Mısır,Yemen,Doğu
Türkistan,Azerbaycan,Bosna Hersek ve Balkanlar ve Kafkaslar Türk’ün bayrağını
beklemektedir.Tahrir Meydanından Türkiye’ye selamlar gönderiliyorsa,Filistin’de
Mescid-i Aksa ve evlere Türk Bayrağı asılıyorsa Türk beklenendir o vakit.15
Temmuz’da şerefine,namusuna,bayrağına sahip çıkan Asım’ın nesli ,bilinmelidir
ki bir gün elbet sizinle buluşacaktır kardeşim.Ben sizim,siz bensiniz.Suriye’de
vurulan benim ,Tahrir meydanında vurulan benim.Biz Allah’ın davasını ömrünü
adamış insanlarız,Kal’u beladan kardeşiz,hakikatız.Zafer bizimdir,zafer
yakındır.
O şerefli gün üzerine söylenecek çok sözümüz daha var kafirlere ve
münafıklara söylenecek çok şeyimiz var.Bizi yenemediler kardeşim
geçemediler,geçemeyecekler.Ataları geçemedi onlar da geçemeyecek.Çanakkale ruhu
var oldukça İstiklal Marşı ruhu var oldukça Asım’ın nesli ayakta olacak.Bedrin
aslanlarının davasını yüklenen şerefli insanlar, Zafere koşacak,koşuyor.Ey kardeşim
kulak ver toprağına kulak ver tarihine sen oradasın,senin topraklarının her
santimetrekaresi şehit kanı ile sulanmış,kahramanlık ile dolu.Şeref
duy,hisset,yaşat,anlat.Sen beklenensin.Korkma,kardeşim korkma tek sen kalsan da
korkma damarlarında dolanan kan şereflidir.İnancın hakikat,davan
kutsaldır.Ceddini geçemeyenler seni de geçemeyecekler.Var ol Türkiye’m,Var ol
bu Coğrafya’nın şerefli insanları.