3 Temmuz 2017 Pazartesi

                                             TOPRAĞA KULAK  VER                             
‘’Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’’   diye başlar Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’na.1921 yılında yazılan bu şanlı marşın kutsal dizelerinin altında  kahraman bir milletin hikayesinin yattığını Türk milleti ile tanışmış herkesin idrak edeceği bir husustur.Bilinir ki ; En son Türk toprağa düşmedikçe sancak yere düşmez.Bilirler ki vatan,bayrak onlar için nefestir,candır,anadır,evlattır,namustur.Onlar bilirler ki Türk’ten canını iste ama katiyyen özgürlüğünü ve toprağını isteme.Dün ,Kurtuluş Savaşı için yazılan bu şanlı metnin her bir dizesinin dirilişine  15 Temmuz 2016 Cuma günü tüm dünya ve tarih şahit oldu.

     

Türkiye tarihini ele alırken salt İslam Tarihini ya da sadece Türk tarihini ele almak neresinden tutarsanız tutun eksik kalacaktır.Biz 15 Temmuz 2016’da gördük ki bu millet Orta Asya’da ki savaşçılığı ve İslam’ın verdiği güç ile toprağına,yurduna sahip çıktı.Dünya’da eşi benzeri görülmemiş direnişleri bu millete bağışlayan Rabbime şükürler olsun.Bu yolda,bu uğurda bugüne kadar şehit olmuş tüm civanmert yiğitlerimizin de  Cennet ile şerefleneceğini biliyorum zira Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de Bakara Suresinin 154.Ayetinde buyuruyor ki :’’ Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.’’ bu ki şereflerin en büyüğü,makamların en yücesidir.O günü anlatmaya yetecek bir kelime yoktur sanırım..Kahramanlık,destan,iman hepsi çaresiz kalır bu durum karşısında.Savaş uçağının üstüne atlayıp onu durdurmayı düşünen,tankın altına kendine atan,kurşunların üstüne korkusuzca giden bir milleti hangi kelime karşılayabilir ki..Onlar ki Bedrin Aslanları kadar şanlı onlar ki Çanakkale Şehitleri kadar imanlı ,cesaretli ve gözü pek yiğitler.15 Temmuz 2016,adını tarihe şanlı harflerle yazdırmış bir Haçlı esaretine direnme günüdür.Tarih birbirinden kopamayacak kadar birbirine bağlı olaylar silsilesidir.İstiklal Marşının ilk dizelerinde yatan zihniyetin bu milletin genlerine,havasına,suyuna işlendiğini 15 Temmuz 2016 günü bir kez daha idrak ettik.Ülkenin en mukaddes yerlerinden biri olan Peygamber ocağı diye nitelendirdiğimiz, anaların kuzularını kınalayarak teslim ettiği Askerine vurulmak istenen ağır bir lekeydi 15 Temmuz.Şerefli Türk askerinin üniformasını üstüne geçirmiş Haçlı zihniyetinin tepeden tırnağa vücut bulmuş hali olan  teröristler asil Türk milletinin elinden iradesini,bağımsızlığını almak istiyordu.Halkın vergisi ile alınan silahlar,tanklar,uçaklar,helikopterler,füze bataryaları bu ülkenin asıl sahibi olan  çiftçisi,işçisi,öğrencisi,memuru,kadını,erkeği,genci,çocuğuna dönmüştü.Çocuğu diyorum çünkü öyle bir hainlik düşünün ki daha yaşları 15-17 olan Abdullah Tayyip Olçok,Engin Tilbeç,Halil İbrahim Yıldırım  ve Mahir Ayabak gibi o gece şehadete yürüyen bu ülkenin şerefli evlatlarını gözlerini kırpmadan şehit ettiler.Tarih birbirinden kopamayacak kadar birbirine bağlı olaylar silsilesidir diye söz etmiştik.15 Temmuz, Çanakkale’nin,Kurtuluş Savaşının 100 yıl sonra tekrardan vücut bulmuş halidir.Dün Çanakkale’de Mekteb-i Sultani öğrencileri,SeyitOnbaşı,Nusret Mayın gemisi,57.Alay.Bugün ise Abdullah Tayyip Olçok’lar,tankın önüne yatan Sabri Ünal’lar,ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü.Farklı tarihler ve mekanlardaki aynı ruh,inanç ve vatan sevgisi.Dün Çanakkale’de o zamanın en ileri teknoloji ve silahları ile Türk topraklarını işgal etmek için Çanakkale Boğazından geçmek için Haçlı donanması harekete geçmişti.Onlar Türkleri yenebileceklerine o kadar çok inanmışlardı ki zafer kutlamalarına daha gelmeden başlamışlardı.Enin oldukları bir şey vardı onlar Çanakkale’yi geçecekti.Hesapları kuvvetli atlamadıkları tek bir yer yoktu.Masa başında yapılan planlar zaferin habercisiydi onlar için.Geçemediler Çanakkale’yi planlarına almayı unuttukları tek bir şey vardı bu topraklarda yaşayan insanlar can verir ama toprak vermez.Evladını,kuzusunu cepheye gönderir seni bu vatan için kurban ediyorum der ama toprak vermez.Akif’in İstiklal Marşında bahsettiği üzere ‘’ Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli,Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli’’ ezanların yurtları üstünden dinmemesi için göz kırpmadan ölüme giden bir milleti tank,top,tüfek korkutamaz.Dün geçemediler,15 Temmuz günü de geçemediler.

    Bu topraklar öyle mukaddes bir toprak ki tarihimiz öyle şanlı ki zaferlerimizi, kahramanlarımızı anlatacak ne kelime bulunabilir ne de duygu.Her karışında şehit kanı olan her noktasında kahramanlık hikayeleri ile dolu olan dünyada ki Cennet olan bu mukaddes topraklarda,15 Temmuz günü bir destan yazıldı.Çanakkale ve Kurtuluş savaşı ile benzerliğine,felsefesine dikkat çekmek gerekir bu kutsal direnişin.O gün Çanakkale Şehitleri ayağa kalkmış gibiydi zira o gün Kuvay-ı Milliye,gözlerde,yüreklerdeydi.O gün Hasan Tahsin,Sütçü İmam,Ömer Halisdemir’de vücut bulmuştu.Hasan Tahsin ilk kurşunu sıkarken Vatan dedi Ömer Halisdemir ‘Vatan sağolsun’.Milletin iradesini elinden çalmak isteyenlere karşı, haberlere son dakika geçilmesinden itibaren sokağa çıkan bu coğrafyanın kutsal insanları o gece havada Zafer’in kokusunu alıyorlardı.Sokaklarda ‘Menderes’i aldınız Erdoğan’ı vermeyeceğiz’ diye haykıran insanlara şahit oldu bu gözler.Esaretten ise şerefli bir ölüm daha evlâdır bu vatan evlatlarına diyerek tankların,kurşunların önüne dikildi bu insanlar.Ne helikopterlerin,şerefsizce insanları kurşunlaması vazgeçirdi ne de savaş uçakların alçak uçuşu.Mürted’ten bombalama emri veren gafillerin,hainlerin,haçlı artıklarının torunlarının millete ne kadar yabancı olduğu ilk andan belliydi.Türk halkı G-3 karşısında nasıl duracağını bilemez diyordu darbenin ilk saatlerinden Haçlı ordusuna şerefini satmış olanlardan bir tanesi.Ona göre bu darbeyi engellemek imkansızdı.İşte bu kadar halka uzak bu kadar tarihe ve şerefe uzak bir güruh ile karşı karşıyaydı bu toprakların ,şerefli insanları 15 Temmuz gecesi.Tüm gözler tek bir kişiyi arıyordu her yerde milyonlar sokağa çıkmış onun sağlığından emin olmak istiyordu.Ve sonunda face-time ile bir televizyon programına bağlanan ülkenin Başkomutanı,halkın iradesinin,ülkeyi teslim ettiği Recep Tayyip Erdoğan halkı meydanlara,havaalanlarına davet ediyordu.Bir Direnişe çağırıyordu milleti çıkın Al bayrağa sahip çıkın ezdirmeyin bu toprakları kalleşlere.Ben de sizinle beraber olmak adına İstanbul’a geliyorum.Kaldığı oteli tespit eden hainler daha bir teslim ol uyarısı bile yapmadan direk oteli taramaya başladılar.Teslim almaya değil direk öldürmeye gitmişlerdi.Başaramadılar,Haçlı ordusunun artıkları yine başaramadı.Recep Tayyip Erdoğan o gece Türkiye’ydi.Kendisine yapılan yurt dışı teklifini en sert şekilde ret edip rotayı İstanbul’a çevirdi.Savaş uçaklarına rağmen rotasından,hedefinden şaşmayan Başkomutan zaferin ilk işaretini vermişti aslında.O gece nasıl anlatılır ki  kahramanlar,destanlar,acılar,gözyaşları nasıl kağıda dökülür ki.O gece diller,gönüller de şu hikmetli söz vardı ‘ La galibe İllallah ( Allah’tan başka galip yoktur ) ‘.Bu zaferin temel kilit noktasıydı bu insanlar, Allah’ın yolunu dava bilmiş bu uğurda canlarını feda edecek derecede hakikate bağlı,şerefli insanlardı.Ölüm onlar için sadece ölüm değil şehadetti,makamların en yücesiydi.Siz en gelişmiş silahlar ile gelseniz Ey kafirler,münafıklar siz Allah yolunda savaşanlara galip geleceğinizi mi zannediyorsunuz.
       Bu topraklar çok zalime denk geldi,bu insanlar çok münafık gördü,çok acı çekti,çok gözyaşı akıttı.Bu topraklar için toprak altına çok evladını verdi.Çok savaş gördü,işgal girişimi gördü,teröre maruz kaldı.Yalnız 15 Temmuz bunların hepsinin üstünde bir acıya maruz bıraktı bu toprakları.Halkın iradesinin tecelli ettiği Meclis kendi savaş uçakları ile bombalandı.Gölbaşında acımıza acı katıldı.Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kahramanlık destanlığı yazan Polis Özel Harekatçılarımızı,Haçlı artıkları şerefsizce bombaladılar.Demet Sezenler,Sevda Güngörler,Kübra Doğanaylar ve nicesi o gece göreve çağırdıklarında bir an bile tereddüt etmediler.Ey gafil anla bak gör bu topraklara dün 93 Harbi’nde bebesini bırakıp da cepheye koşan Nene Hatun’lar ölmedi yaşıyor.Bak ey gafil bak da anla bu toprakların anasının dilinde dönüp dolaşan bir söz vardır ‘Bebem anasız büyür de vatansız büyüyemez’  siz bu milleti yenemezsiniz,siz bu halkı ezip geçemezsiniz.Çok kahraman vardı o gece birini yazsak diğeri eksik kalacak Şehit Erol Olçok,Halil Kantarcı, tarlasını yakan Hicabi Bitik mi ya da ‘Vatan için değil bacağım gövdem feda’ olsun diyen Hüseyin Çınar mı veyahut ‘Türk’ü,bizi kimse yenemez,bize kurşun falan tesir etmez.Biz de bu iman oldukça bizi kimse yenemez ‘ diye seslenen ve aslında bu toprakların hakikati dile döken 70 yaşında ki Mustafa amcamı.Bizin kalemimiz o şerefli insanları yazacak kadar cesur değil,hakkımız değil.O şerefli insanlar bu toprakların kahramanları,namusu.Diyor ya Mustafa amca iman oldukça yenemez kimse bizi diye yenemez Mustafa Amcam yenemez.Bu topraklar ki Tevbe Suresinin 40.Ayetini ‘La Tahzen İnnallahe Meanna (  Üzülme,Allah (c.c) bizimle beraberdir) ’kendine yol bilmiş şerefli insanların topraklarıdır.Bu topaklarının kahramanlıkları bitmez.Türkiye son kaledir yıkılmaz,yıkamazlar.Filistin,Suriye,Mısır,Yemen,Doğu Türkistan,Azerbaycan,Bosna Hersek ve Balkanlar ve Kafkaslar Türk’ün bayrağını beklemektedir.Tahrir Meydanından Türkiye’ye selamlar gönderiliyorsa,Filistin’de Mescid-i Aksa ve evlere Türk Bayrağı asılıyorsa Türk beklenendir o vakit.15 Temmuz’da şerefine,namusuna,bayrağına sahip çıkan Asım’ın nesli ,bilinmelidir ki bir gün elbet sizinle buluşacaktır kardeşim.Ben sizim,siz bensiniz.Suriye’de vurulan benim ,Tahrir meydanında vurulan benim.Biz Allah’ın davasını ömrünü adamış insanlarız,Kal’u beladan kardeşiz,hakikatız.Zafer bizimdir,zafer yakındır.
   
O şerefli gün üzerine söylenecek çok sözümüz daha var kafirlere ve münafıklara söylenecek çok şeyimiz var.Bizi yenemediler kardeşim geçemediler,geçemeyecekler.Ataları geçemedi onlar da geçemeyecek.Çanakkale ruhu var oldukça İstiklal Marşı ruhu var oldukça Asım’ın nesli ayakta olacak.Bedrin aslanlarının davasını yüklenen şerefli insanlar, Zafere koşacak,koşuyor.Ey kardeşim kulak ver toprağına kulak ver tarihine sen oradasın,senin topraklarının her santimetrekaresi şehit kanı ile sulanmış,kahramanlık ile dolu.Şeref duy,hisset,yaşat,anlat.Sen beklenensin.Korkma,kardeşim korkma tek sen kalsan da korkma damarlarında dolanan kan şereflidir.İnancın hakikat,davan kutsaldır.Ceddini geçemeyenler seni de geçemeyecekler.Var ol Türkiye’m,Var ol bu Coğrafya’nın şerefli insanları.